GENEL GÜVENLİĞİ KASTEN TEHLİKEYE SOKMAK SUÇU (TCK m. 170)
Madde 170- (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın- tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır:
AÇIKLAMA
Öncelikle ifade edilmelidir ki, suçun niteliği itibarıyla kişilerin açılan davaya müdahil olarak katılma hakkının bulunmadığına ilişkin Özel Daire uygulaması istikrarlıdır. Bir başka deyişle genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçunda, kişiler suçtan doğrudan zarar gören olarak kabul edilmediğinden davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakları bulunmamaktadır.
Kuru- sıkı tabir edilen silahlar ile eylemin gerçekleştirildiği hallerde yerel mahkemelerce mahkumiyet kararı verildiği görülmektedir. Özel Dairenin, suçun oluşumu açısından ateşli silahın 6136 sayılı Kanun kapsamında olması gerektiğine ilişkin uygulaması sürmektedir. Dolayısıyla kuru - sıkı tabir edilen silahlar ile eylem gerçekleştirildiğinde atılı suç oluşmaz. Ancak eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36/1. maddesi kapsamında kalacağı gözetilmelidir.
Vasıflandırma hatasının öne çıktığı suç tiplerinden biridir. Uygulamada eylemin "silahla tehdit" suçunu oluşturduğu hallerde "genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak" suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu görülmektedir. Bir çok Özel Daire kararında vurgulandığı gibi, TCK'nın 170/1-c maddesinde yazılı suçun oluşabilmesi için, belli bir hedef gözetilmeden ateş edilmesi ve bu atış sonucunda kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekir.
Dolayısıyla bir sebebe bağlı olarak kişi veya kişinin mal varlığı hedef alınarak eylem gerçekleştiriliyor ise suçun "silahla tehdit "suçunu oluşturacağı gözetilmelidir. Bu anlamda kavga sırasında veya kaçarken havaya ateş edilmesi, aradaki bir husumete dayalı olarak kişinin evi veya iş yeri önünde havaya ateş edilmesi yahut ateş edilerek zarar verilmesi, hesap üzerine çıkan tartışmaya bağlı olarak iş yeri içerisinde tavana doğru ateş edilmesi şeklindeki eylemler, sebebe dayalı olarak gerçekleştirildiğinden, suç genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçunu değil silahla tehdit suçunu oluşturacaktır.
Kuşkusuz vasıflandırmaya ilişkin bu hatalı değerlendirmenin usule ilişkin bir takım sonuçları da mevcuttur. Genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçunda, yukarıda ifade edildiği gibi kişilerin davaya katılması Özel Dairece kabul görmez iken, eylem silahla tehdit olarak kabul edildiğinde, suçtan doğrudan zarar gören gerçek kişilerin davaya katılma hakları doğacaktır.
Dolayısıyla kovuşturma aşamasında bu hususun ikmal edilmediği durumlarda Özel Dairece tevdii kararı üzerine temyiz isteminde bulunulduğunda sair yönler incelenmeksizin hükmün bozulması söz konusu olabilecektir. Yaratacağı emek ve zaman kaybı nazara alındığında vasıflandırmanın kovuşturma aşamasında doğru olarak tespit edilmesi son derece önemlidir.
Eylemin silahla tehdit olarak kabulü halinde zincirleme suç hükümlerinin tatbik koşullarının da değerlendirilmesi gerekecektir. Özellikle kavga sırasında birden fazla müştekiye yönelik eylemlerde TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanma ihtimali mevcuttur. Kamu görevlisinin atılı suçu görevi gereği elinde bulundurduğu silah ile işlemesi halinde hakkında bu suçtan tayin olunacak cezanın TCK'nın 266. maddesi uyarınca artırılması gerektiği bilinmelidir.
Suça ilişkin bir diğer hatalı uygulama haksız tahrik hükmüne ilişkindir. Suçun niteliği gereği haksız tahrik hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
YARGITAY KARARLARI
Suçun niteliği itibarıyla müştekinin açılan davaya müdahil olarak katılma hakkı bulunmamaktadır. Açılan kamu davasının niteliğine göre davaya müdahil olarak katılma hakkı bulunmadığından ve buna rağmen verilen müdahale kararı da hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceği cihetle, şikayetçi R. M.'nın temyiz isteğinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 8. CD. 27.02.2107, 7026/1812; Aynı mahiyette bkz. aynı Dairenin 16.02.2017, 13449/1480; 17.04.2017, 11305/4203; 13.02.2017, 11966/1247)
Suçun unsurları ve nitelendirilmesi
Kuru-sıkı olarak tabir edilen tabanca ile yerleşik yerde ateş etme şeklindeki eylem, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kabahatini oluşturur.
Ateşlenebilen bir silahın işlevine uygun ve sonuç doğurmaya elverişli bulunmayan "kuru-sıkı" olarak tabir edilen tabanca ile yerleşik yerde ateş etme şeklindeki eylem, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 36/1. madde ve fikrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup idari yaptırımı gerektirdiği ve anılan Yasanın 18/1. madde ve fikrası hükmü göz önüne alındığında mülkiyetin kamuya geçirilmesinin de mümkün olmadığı gözetilmeden, eylemin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına ve kuru-sıkı tabanca ve fişeğin de iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi, 8. CD. 01.04.2010, 14353/5160
Ekspertiz raporunda davaya konu tabancanın namlusu içinde gaz ayırıcı parçasının bulunduğu, orjinal özelliklerini muhafaza ettiği, ancak özel olarak imal edilmiş yasak nitelikteki ateşli silah fişeklerini de atabildiğinin belirtilmesi, sanıktan tabanca ile birlikte 16 adet ses fişeği elde edilmesi ve tadil edilmiş bilyeli mermi ele geçirilememiş olması karşısında, sanığın tüm aşamalarda suça konu silahın kuru sıkı tabanca olduğunu bildiğinin savunmasının aksine ele geçen tabancanın vasıflarını bilerek bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, bizatihi suç teşkil eden 6136 sayılı Yasa kapsamındaki tabancanın müsaderesi ve sanığın beraati, yine ateşlenebilen bir silahın işlevine uygun ve sonuç doğurmaya elverişli bulunmayan "kuru sıkı" olarak tabir edilen tabanca ile yerleşik yerde ateş etme şeklindeki eyleminin de, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 36/1. madde ve fikrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup idari yaptırımı gerektireceği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 8. CD. 09.03.2017, 12347/2336
Eylemin "silahla tehdit" suçunu oluşturduğu haller
Tartışma / kavga sırasında ve sonrasında tabanca ile havaya ateş etme eylemi silahla tehdit suçunu oluşturur.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın silahla kardeşi olan temyiz dışı diğer sanığın arkasından mağdura ait işyerine gittiği, işyerindeki kavga esnasında ve kaçarken cadde üzerinde mağdur ve yakınlarını korkutmak amacıyla havaya 8 el etmek şekilnde gerçekleşen eyleminin TCK.nun 106/2-a madde ve fikrasında tanımlanan silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, 8. CD. 05.04.2017, 7844/3694
Ɔluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay günü sanık ile müşteki arasında hesabın ödenip ödenmemesi üzerine tartışma çıktığı, tartışma neticesinde sanığın müştekinin işyerinin içinde 5 el tavana doğru ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eylemin, TCK.nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, 8. CD. 13.02.2017, 10455/1276
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay günü sanığın şikayetçiler ile tartışması sırasında tabanca ile havaya 1 el ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eylemin, TCK.nun 106/2-a, 43/2. maddelerinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, 8. CD. 08.05.2017, 5587/5232
Sanık H. A.'ın mağdur O. A. ile yol verme meselesi yüzünden tartışmaları üzerine sanık H.'in araçtan inerek suça konu tabanca ile mağduru korkutmak amacıyla havaya bir el ateş etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eyleminin belirli bir kişiye yönelik olması nedeniyle silahla tehdit suçunu oluşturdu gözetilmeden genel güvenliğin asten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması, 8. CD. 24.01.2017, 12383/667
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın olay günü gittiği gazinoda hesaba itiraz etmesi nedeniyle iş yeri çalışanları ile aralarında yaşanan tartışmanın ardından gazino önünde silahla havaya 8 el ateş açması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın eyleminin bir bütün halinde TCK.nun 44. maddesi uyarınca sadece silahla tehdit suçunu oluşturduğu ve bu suçtan yargılanıp Bursa 5.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03.12.2013 ve 2013/506-953 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiği gözetilmeden eylemin vasıf yönünden bölünerek, genel güvenliği tehlikeye sokmak suçundan da ayrıca mahkumiyet kararı verilmesi, 8. CD. 04.05.2017, 12265/5051
Sanık hakkında genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde kasten silahla ateş etme suçundan kurulan hükümde ise; sanığın kavga sonrasında korkutmak amacıyla silahla ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK.nun 106/2 a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfinda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nun 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 8. CD. 11.04.2017, 10915/3975
Sanığın kavga sonrasında tehdit amacıyla av tüfeği ile ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK.nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı sekilde TCK.nun 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 8. CD. 22.02.2017, 10182/1692
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın kavga ortamında korkutmak amacıyla havaya doğru üç el el ateş etmek şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK.nun 106/2-a madde ve fikrasında tanımlanan silahla ehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, Yarg. 8. CD. 30.03.2017, 11170/3471
Eylemin belli bir kişiye yönelik olması silahla tehdit suçunu oluşturur.
Olay günü müşteki B. Ö.'in evinin balkonuna, içerisinde tuz ruhu ve metal parçaları bulunan şişe atarak patlamaya neden olan sanığın eyleminin belli bir kişiye yönelik olması nedeniyle TCK.nun 106/2-a madde ve fikrası kapsamında silahla tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyetine hükmolunması, 8. CD. 06.04.2017, 3547/3772
TCK.nun 170/1-c maddesinde yazılı suçun oluşabilmesi için, belli bir hedef gözetilmeden ateş edilmesi ve bu atış sonucunda kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekmekte olup, somut olayda mağdura ait iş yerinde çalıştığı sırada iş kazası geçirip yaralanan ve bu durumu kabullenemeyen sanığın mağdurun iş önüne giderek tüfeğiyle binaya doğru ateş etmesi şeklinde eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması, 8. CD. 08.06.2017, 1923/6713
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; 01.01.2014 tarihli mesaj tespit tutanağına göre sanığın, mağdur G. G.'nin telefonuna tehdit içerikli mesajlar attıktan bir süre sonra, mağdurun ikameti çevresinde ele geçmeyen suça konu tabancasıyla havaya ateş etmesinden ibaret eyleminin zincirleme şekilde silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde ayrı ayrı genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve tehdit suçlarından hükümler kurulması, 8. CD. 09.05.2017, 10742/5278
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın olay günü husumetli bulunduğu katılanın aracını benzin dökerek ateşe verdikten sonra, müştekilerin dışarıya çıkıp kendisine bağırmaları üzerine korkutmak amacıyla tabanca ile havaya birkaç el ateş edip kaçmaları şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK. nun 106/2-a madde ve fikrasında tanımlanan silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, 8. CD. 29.05.2017, 8108/6203
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde önce katılan C. K. ile aralarında husumet bulunan sanığın, tabanca ile katılanın evine doğru korkutmak amacıyla silahla ateş etme şeklindeki eyleminin TCK.nun 106/2 a maddesine uyan silahla tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı biçimde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması, 8. CD. 05.05.2017, 1628/5162
Kastın "yaralamaya" yönelik olduğu haller
Mağdurun konutunun önüne gelerek av tüfeği ile mağdura doğru ateş etmesi sonucu yaralanmasına ve konutunun zarar görmesine neden olması şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabulü gerekir.
Kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından bir zarar tehlikesi olmadan ya da korku, kaygı, panik yaratabilecek olaylardan uzak, güvenli bir ortamda yaşamaları amacıyla TCK.nun 170. maddesinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu kabul edilmiştir. Suçun mağduru, belirli bir kişi olmayıp tehlike altında bulunan ve zarar görme olasılığı olan çok sayıda kişidir. Bu suçun işlenmesiyle kişilerin sakin ve güvenli bir ortamda yaşama hakları ihlal edilmektedir. Maddenin 1. fikrasında yazılı hareketlerin belli birkişi veya kişilere yönelik olması halinde, failin kastı gözetilerek suç vasfının tayini gerekmektedir. Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın mağdurun konutunun önüne gelerek elde edilemeyen av tüfeği ile mağdura doğru ateş etmesi sonucu yaralanmasına ve müştekinin konutunun zarar görmesine neden olması şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğu ve - bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurulduğu, olayda TCK.nun 170. maddesinin yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 8. CD. 04.04.2017, 12374/3646
Eylemin "mala zarar verme" suçunu oluşturduğu haller
Önceye dayalı husumet nedeniyle iş yerine ateş ederek zarar verme şeklinde gerçekleşen eylem, silahla tehdit suçunun yanında TCK'nın 106/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçunu da oluşturur.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; Sanığın önceye dayalı husumet bulunan müştekinin işyerine tehdit notu bırakması, sonrasında tabanca ile iş yerinin camlarına ateş ederek zarar vermesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK.nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunun yanında TCK.nun 106/3. maddesi uyarınca TCK.nun 151/1 maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçlarını oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nun 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 8. CD. 16.05.2017, 6794/5532
Sanığın iş yerinde yapılan toplantı sırasında kiraya vermek istediği gemi üzerine katılan tarafindan haciz koydurulmuş olduğunu öğrenmesi ve bu duruma sinirlenip katılana ait iş yeri önüne giderek binaya doğru ateş ederek zarar vermesi şeklinde eyleminin TCK.nun 106/2-a ve TCK.nun 106/3. maddesi yollamasıyla TCK.nun 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçunu da oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfinda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması, 8. CD. 16.03.2017, 8819/2718 14.3.
Kamu görevine ait silahın suçta kullanılması bir artırım nedeni olarak gözetilmelidir. (TCK m. 266)
Askerlik görevini yaptığı sırada kendisine Devlet tarafindan görevi sebebiyle verilen tüfekle atılı suçu işleyen sanık hakkında TCK.nun 266. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 8. CD. 13.06.2012, 3254/20254
Suçta kullanılan silahın görevi nedeniyle sanığa teslim edilmiş olması karşısında sanık hakkında TCK.nun 266. maddesi uyarınca belirlenecek temel cezadan arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 8. CD. 05.04.2017, 8324/3725; Aynı mahiyette bkz. 8. CD. 21.09.2017, 6539/10166)
Suçun niteliği gereği "haksız tahrik" hükümlerinin tatbiki mümkün değildir.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; tartışma sırasında yanında jandarmada görevli uzman çavuş ve askerler olduğu halde ruhsatlı silahıyla havaya bir kaç el ateş eden sanığın eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmaması, genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunun niteliği gereği haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine uygun şekilde, takdirde zaafiyete düşmeden suçun işleniş biçimini gözeterek, alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle sanığın teşdiden cezalandırılmasına karar veren mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. 8. CD. 22.05.2013, 15020/15821
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun niteliği itibariyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeksizin TCK.nun 29. maddesi uyarınca indirim yapılması, 8. CD. 09.01.2017, 14942/1 (Aynı mahiyette bkz. 8. CD. 29.03.2017, 9840/3371)
Av. Muhammet Nur Dalokay
Telif Hakkı © 2024 Av. Muhammet Nur Dalokay - Tüm Hakları Saklıdır.