Madde 89-
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, birinci fikraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, birinci fikraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fikra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
Taksirle yaralama suçu şikayete bağlı olup, şikayetten vazgeçme halinde TCK'nın 73/6. maddesi uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması kanuni bir zorunluluktur. Şikayetten vazgeçme halinde sonradan tekrar şikayetçi olunmanın hukuki sonuç doğurmayacağı da bilinmelidir.
AÇIKLAMA
Ceza Genel Kurulunun birçok kararında vurgulandığı ve öğretide benimsendiği üzere, taksirli suçlarda bulunması zorunlu olan hususlar;
1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
2- Hareketin iradi olması,
3- Sonucun istenmemesi,
4- Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,
5- Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olmasıdır.
Taksirli suçlarda, gerek icrai, gerekse ihmali hareketin iradi olması ve meydana gelen neticenin öngörülebilir olması gerekmektedir. İradi bir davranış bulunmadığı takdirde taksirden bahsedilemeyeceği gibi, öngörülemeyecek bir sonucun gerçekleşmesi halinde de failin taksirli suçtan sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Sonucun gerçekleşmesinde mağdurun taksirli davranışının da etkisinin olması halinde, diğer taksirli davranış nedensellik bağını kesmediği sürece bu durum, failin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi, taksirin niteliğini de değiştirmeyecektir. Türk Ceza Kanununda kusurun derecelendirilmesi suretiyle herhangi bir ceza indirimi söz konusu olmadığından, bu hal ancak temel cezanın tayininde dikkate alınabilecektir. (Bkz. CGK, 06.06.2017, 1-108/311)
Uygulamada suçun nitelendirilmesinde bir sorun yaşanmadığı ancak aynı mahiyetteki bazı eylemlerde benzer hatalı uygulamaların yapıldığı görülmektedir.
Örneğin sanığa ait başı boş bırakılan köpeğin müştekiye saldırıp ısırarak yaraladığı olayda mahkemelerce TCK'nın 177. maddesi uyarınca hüküm kurulduğu görülmektedir. Oysa ki tehlikenin gerçekleşmiş olması karşısında eylemin TCK'nın 89/1. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı bilinmelidir.
Keza yaygın yapılan diğer hatalar ise, temel cezanın belirlenmesine ve suçun nitelikli hallerinde yapılacak artırımlara ilişkindir.
Buna göre, TCK'nın 89/1. maddesi gereğince temel ceza tayin edildikten sonra aynı Kanunun 89/3-b maddesi gereğince cezanın bir kat artırılması ile yetinilmesi gerekir.
Temel ceza belirlendikten sonra TCK'nın 89/2-b-d ve 89/3-b maddeleri gereğince ayrı ayrı artırım yapılamayacağı gözetilmelidir. Örneğin, katılanın kemik kırığı oluşacak nitelikte yaralandığı olayda temel ceza TCK'nın 89/2-b maddesi uyarınca yarı oranında arttırılabilir. TCK'nın 89/1 maddesi gereğince belirlenen cezada TCK'nın 89/2-b maddesi gereğince bir kat arttırım yapılamayacağı bilinmelidir.
YARGITAY KARARLARI
Şikayetten vazgeçme
Şikayetten vazgeçmeden sonra tekrar şikayetçi olmak hukuki sonuç doğurmaz.
Sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunun TCK'nın 89/5. maddesi uyarınca soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu, kaza neticesinde yaralanan mağdurların 09.01.2010 tarihli kollukça alınan beyanlarında sanıktan şikayetçi olmadıklarını belirttikleri, şikayetten vazgeçmeden sonra tekrar şikayetçi olmanın hukuki sonuç doğurmayacağı, ayrıca olayda bilinçli taksir halinin de bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının vazgeçme sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmiş olması, 12. CD. 29.01.2015, 16739/1577
TCK'nın 73/6. maddesi uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulmalıdır.
Sanığa atılı taksirle yaralama suçunun TCK'nın 89/5. maddesi uyarınca takibinin şikayete tabi olduğu, şikayetçinin kolluktaki 16.11.2012 tarihli ifadesinde ve mahkemede şikayetten vazgeçtiği, sanığın vazgeçmeden haberdar olmadığı anlaşıldığından, TCK'nın 73/6. maddesi uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulmak suretiyle, sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul etmesi halinde taksirle yaralama suçundan davanın düşmesine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise mahkumiyetine karar verilmesi, vazgeçmeyi kabul etmemesi halinde ise bilinçli taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 12. CD. 28.11.2014, 6397/24130
Suçun nitelendirilmesi
Sanığa ait başıboş köpeğin katılana saldırıp ısırmak suretiyle yaraladığı olayda tehlike gerçekleştiğinden TCK'nın 177. maddesinden hüküm kurulamaz. Sadece taksirle yaralama suçundan ceza verilmelidir.
Sanığa ait başıboş köpeğin katılana saldırıp ısırmak suretiyle yaraladığı olayda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 177. maddesinde tanımlanan suçun tehlike suçu olması karşısında, bu eylemden dolayı bir zarar meydana gelmesi durumunda, eylemin vasıf değiştireceği ve tehlikenin gerçekleşmesi nedeniyle, sanığın yalnızca taksirle yaralama suçundan cezalandırılacağı, ayrıca TCK'nın 177. maddesinde düzenlenen suçtan cezalandırılamayacağı gözetilmeden, taksirle yaralama suçu yanında hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması suçundan da sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, 12. CD. 02.05.2013, 26535/12135
Temel cezanın belirlenmesi ve suçun nitelikli hallerinde yapılacak artırımlar
TCK'nın 89/1 maddesi gereğince temel ceza tayin edildikten sonra 89/3-b maddesi gereğince cezanın bir kat artırılması ile yetinilmesi gerekir. Temel ceza belirlendikten sonra 89/2-b-d ve 89/3-b maddeleri gereğince ayrı ayrı artırım yapılması Kanuna aykırıdır.
Meydana gelen olay sonucu mağdurun vücudunda sağ orbita, sağ maksilla, sağ zigoma, sağ mandibula kemiklerinde meydana gelen parçalı kırıklar, yüzde sabit iz ve gözde katarak gelişmesi sonucu sağ gözünde tamamen görme kaybı oluştuğu, organ işlev kaybı oluşacak şekilde yaralandığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 89/1 maddesi gereğince temel ceza tayin edildikten sonra 89/3-b maddesi gereğince cezanın bir kat artırılması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeksizin, temel ceza belirlendikten sonra 89/2-b-d ve 89/3-b maddeleri gereğince ayrı ayrı artırım yapılması, 12. CD. 15.01.2014, 11683/376
Katılanın kemik kırığı oluşacak nitelikte yaralandığı olayda temel ceza TCK'nın 89/2-b maddesi uyarınca yarı oranında arttırılabilir. TCK'nın 89/1 maddesi gereğince belirlenen cezada TCK'nın 89/2-b maddesi gereğince bir kat arttırım yapılması Kanuna aykırıdır.
Katılanın kemik kırığı oluşacak nitelikte yaralandığı olay nedeniyle, sanığa hükmolunan temel cezanın TCK'nın 89/2-b maddesi uyarınca yarı oranında arttırılacağı gözetilmeyerek TCK'nın 89/1 maddesi gereğince belirlenen cezada TCK'nın 89/2-b maddesi gereğince bir kat arttırım yapılıp, belirlenen bu cezadan TCK'nın 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak sanığa fazla ceza tayini, 12. CD. 06.02.2014, 3976/2834
Bilinçli taksir halleri
Sanığın uyarıcı levhaya rağmen hız limitinin çok üzerinde seyretmesi nedeniyle meydana gelen ölümlü olayda, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.
Olay günü 21:15 sıralarında sanığın idaresindeki çekici ile tek yönlü çift şeritli, meskun mahal, ışıklandırması bulunan yolda seyri sırasında olay mahallinde yol çalışması bulunduğu ve yolun bir şeridinin geliş ve gidiş olarak trafiğe açık olduğunun, trafik işaret ve levhaları ile gösterildiği, olay yerindeki hız limitinin 30 km. olduğuna ilişkin uyarıcı levhaya rağmen sanığın kullandığı aracın takografına göre; 80 km hızla seyrine devam ettiği bir sırada solundan yola giren yaya S. Y.'ye 20 m. fren sonrası şeritleri ayıran orta çizgi yakınlarında çarpıp, 24 m. fren sonrası durması sonucu adı geçenin ölümüne neden olduğu olayda, sanığın uyarıcı levhaya rağmen hız limitinin çok üzerinde seyirle sonuçlanan olayda eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi, 12. CD. 13.01.2015, 7852/181
Av. Muhammet Nur Dalokay
Telif Hakkı © 2024 Av. Muhammet Nur Dalokay - Tüm Hakları Saklıdır.